Ayşe TAŞKIRAN
Açıköğretim Uygulamaları ve
Araştırmaları Dergisi AUAd 2017, Cilt 3, Sayı 1, 96‐109
Makalenin amacı Eğitimde
yaşanan dijitalleşme sürecinde dünya genelinde konunun ele alınış şekli ve
çeşitli uygulamaları inceleyerek Türkiye’de yükseköğretimde dijital eğitim
dönüşümü sürecinde neler yapılabileceğini tartışmaktır.
Makale hızla ilerleyen
teknoloji ile internet kullanım oranlarını ve internete hangi araçlar ile giriş
yapıldığını inceleyerek başlamaktadır. Klasik durumda öğretenin bilgiye sahip
olması ile elinde tuttuğu güç bilgi kaynaklarına erişimin kolaylaşması ile
giderek erimektedir. Yükseköğretim kurumlarının hızla değişen eğitim sürecine
ayak uydurmakta geriden geldiği belirtilmiştir. Berkeley üniversitesinin
dijital eğitim dönüşü için hazırladığı rapor incelenmiştir. E-öğrenme ve
uzaktan eğitim giderek yaygınlaşmaktadır. Kitlesel Açık Çevrimiçi Derslerin
(MOOC) devreye girmesi eğitimde köklü bir değişimin yaşanacağının habercisi
olmuştur. Bu değişim özellikle üç başlıkta toplanabilir. İlk olarak görsel ve
işitsel videoların yanında resim, dil ve grafik çeşitliliği artmıştır. İkinci
olarak derslerin sadece öğreten tarafından verildiği bir durumdan öğreten-öğrenen
etkileşimine olanak sağlayan bir duruma gelmiştir. Son olarak ise bu eğitim
sonucunda geçerli bir sertifikasyon yapılabilmektedir. İngiltere’de faaliyet
gösteren Open University bu konuda dijital eğitime en hızlı uyum sağlayan
kurumlardan biridir. Mobil cihazların artışı ile öğrencilerin erişim alanı
oldukça genişlemiştir. Açık Öğrenme Kaynaklarının (OER)gelişmesi ile bilgi
herkes için ulaşılabilir, ön şartsız ve ücretsiz hale gelmiştir. Dijital
dönüşüm ile yeni eğitim modelleri ortaya çıkmıştır. Harmanlanmış öğrenme,
rotasyon modeli, esnek model, kişisel harmanlanmış model, çevrimiçi laboratuar
modeli, zenginleştirilmiş sanal model gibi yeni modeller ortaya çıkmıştır.