Mustafa
Kemal 19 Mayıs 1919 yılında Samsun’a ayak bastığında İstanbul işgal
kuvvetlerince ele geçirilmiş İzmir’e Yunan askeri çıkmıştı. Anadolu çepeçevre
düşman işgali tehdidi altındayken Ankara bu toprakların tam ortasında önce
direnişin komuta merkezi ardından da yeni kurulan cumhuriyetin başkenti
olmuştur. Bu İç Anadolu kasabasının seçiminde şüphesiz ki coğrafi olarak
cephelere uzaklığının etkisi vardır. Demiryolu ulaşımına sahip silah ve
askerlerin ikmal merkezi olması dolayısıyla önemli bir istasyondur Ankara.
Ulus Tren Garı
Bu küçük kasabada Mustafa Kemal ilk olarak Ulus Tren Garı
olarak kullanılan binayı karargâh haline çevirmiştir. İki katlı bu binanın üst
katı başkomutanlık merkezi alt katı ise yaverlere ayrılmıştır. Yemek yapımı
çamaşır yıkanması gibi işleri de Fikriye Hanım yapmaktadır. Direksiyon binası olarak geçen bina Fotoğraf 1’de görüldüğü üzere
daha sonra yapılan garın çelik eklemeleri ile bir kısmı garın iç bölümünde bir
kısmı ise dış bölümünde kalmıştır.
Fotoğraf 1 Ulus tren garı müze haline getirilmiştir. (Fotoğraf: Barış
Durukan)
Ulus Zafer Anıtı
TBMM Ali Fuat Cebesoy başkanlığında bir jüri ile bir anıt
inşa ettirmek için yarışma düzenliyor. Avusturyalı Henrich Krippel yarışmayı
kazanarak heykel yapımı için ülkesine dönüyor çünkü o tarihlerde Türkiye’de o
boyutta bronz döküm yapabilecek bir dökümhane bulunmamaktadır. Daha sonra parça parça taşınarak Ankara’ya
getirilen heykel 1927 Kasımının 24’ünde Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk anıtı
olarak Ankara’ya dikilmiştir (Fotoğraf 2). Kaideyi çevreleyen kuşakta “Türk Milleti, muzaffer istihlâs ve istiklâl cidalini
ve muazzam asrî inkılâplarını, en mânidar bir remz ile, en iyi ifade edebilecek
şekli, yukarki hakiki timsalde bulur. Başkumandan Gazi Mustafa Kemal.”
yazmaktadır.
Fotoğraf 2 Ulus Zafer Anıtı (Fotoğraf: Barış Durukan)
Mustafa
Kemal’in Sakarya adlı ata bindiği heykelde at şahlanmış ya da ileri atılmış
şekilde değil durgundur. Bu durum (Fotoğraf 3) Mustafa Kemal’de bir komutandan
çok ileriye bakan bir önder imajı yaratmıştır (Doğramacı, 2010) . Yüzü batıya dönük yerleştirilen heykel hem
cepheyi hem de yeni cumhuriyetin hedefini göstermektedir.
Fotoğraf 3
Mustafa Kemal Sakarya İsimli atın üzerinde
Önde
bulunan iki asker figüründen ilki Çanakkale Savaşı’nda savaşmış askerleri
temsil etmektedir. Arkada bulunan kadın figürü cephe gerisinde cepheye ikmal
yapan Türk kadınını temsil etmektedir (Fotoğraf 4). Başında yemeni sıvalı
kollarıyla sırtında tuttuğu top mermisi ile ayağının altındaki kayaları
tırmanmakta ve çok güçlü bir figür oluşturmaktadır. Bu cephede kadın figürünün
arkasında “Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini”
yazısı Osmanlıca olarak yer almaktadır.
Fotoğraf 4 Cepheye mermi taşıyan Türk kadını
Elini gözlerine siper etmiş ileriyi gözetleyen kaputlu asker Çanakkale savaşındaki üniformasıyladır (Fotoğraf 5). Tüfeğindeki süngü göğüs göğse çarpışmaya hazır olduğunu göstermektedir. Heykel bıyıklı bir figür olarak yapılmıştır.
Fotoğraf 5
Mavzerli Türk Askeri
|
İkinci
Mehmetçik eliyle silah arkadaşlarını çağırır şekilde durmuştur. Kurtuluş
savaşında vatanı savunan askerleri temsil etmektedir (Fotoğraf 6).
Fotoğraf 6 Kurtuluş Savaşında Mehmetçik
|
Kaidenin
dört kaidesi üzerinde Osmanlıca yazılmış hitabeler bulunmaktadır. Kaidenin sağ tarafında ”Düşman ordusunu vatanın harimi ismetinde boğarak, behemahal naili halâs
ve istiklâl olacağız” ve kaidenin
sol tarafında: “Düşmanın anâsırı asliyesi
imha edilmiştir. Ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri.” yazmaktadır (Doğramacı, 2010).
Dönemin
şartları içinde anıtın yapımına para bulabilmek için bağış toplanmış ve anıtın
tamamı bu bağış sayesinde yapılmıştır. Milletin bir armağanı olarak Ankara Ulus
meydanına dikilmiştir.
İlk Meclis
İlk meclis
İttihak Terakki Cemiyeti’nin parti binası olarak 1915 yılında inşaatına
başlanıp sonradan meclise çevrilmiştir. Bir süre okul olarak da kullanılmıştır.
1920 yılında Mustafa Kemal Ankara’ya geldiğinde burayı meclis olarak kullanmak
istemiştir. 23 Nisan Cuma günü 115 milletvekili ile hutbeler okunarak ilk
meclis binası açılmıştır Binanın meclis olarak kullanılması için okullardan
sıralar getirtilmiştir. Binanın içinde birçok sorun bulunmasına rağmen ilk
milletvekilleri buraya gelmiştir. Ankara o zaman küçük bir kasaba görünümünde
kale etrafında yerleşimi olan bir kenttir. Ankara kalesinin aşağısına kurulan
ulus meydanı kale civarında kurulan at pazarının pis suları altında
kalmaktadır. Mustafa Kemal buranın altyapı işlerine öncelik vermiştir. Ayrıca Ankara’nın
gelişmesi için milletvekillerinin Ankara esnafından alışveriş yapmalarını istiyor.
Fotoğraf 7
Birinci meclis
Ankara
ve meclisin halinin bu durumu karşısında milletvekilleri Ankara’ya eşlerini
getirmekten çekinirler. Mebuslar Ankara’da kalacak yer olarak bir okul
yatakhanesini lojman olarak kullanırlar. Çamaşırlarını kendileri yıkayıp
yatakhanenin koridorlarına asarak kurutmaktadırlar. Tüm bu zor şartlar içinde
bu mecliste Türkiye tarihinin en önemli kararları alınmıştır. Türkiye’nin ilk
anayasasının kabulü, cumhuriyetin ilanı, saltanatın ilgası, Lozan antlaşmasının
kabulü bu binada gerçekleşmiştir. Bina
şu anda Kurtuluş Savaşı Müzesi olarak kullanılmaktadır.
İkinci Meclis Binası
1924
yılına kadar kullanılan ilk TBMM Kurtuluş Savaşı kararlarını almış meclistir.
Kurtuluş savaşının zafer ile sonuçlanmasının ardından düşman işgalinden
kurtulan şehirlerden mebuslar meclise gelmeye başlamış, ilk başta 115 olan
milletvekili sayısı artmıştır. Bu durumda ilik meclis yetersiz kalmış ve ikinci
meclise geçilme kararı alınmıştır. İkinci meclis Cumhuriyetin omurgasını
oluşturan inkılâp ve devrim kararlarının alındığı yerdir.
Fotoğraf 8
İkinci meclis
|
İkinci
meclis 1923 yılında mimar Vedat Tek tarafından tasarlanmıştır. 1960 muhtırasına
kadar ikinci meclis kullanılmaya devam edilmiştir. Binanın dış cephesinde ilk
meclis binasında olduğu gibi Ankara taşı da denilen andezit kullanılmıştır.
Kahverengi bu taş Ankara’nın doğal taşı olarak binalara rengini vermiştir.
Saçaklı çatısı ile dış cephe hem hareketlilik kazanmış hem de klasik Türk
mimarisinin örnek alındığını göstermektedir. Cam boşlukları lento yerine dik
kemer şeklinde yapılmış, etraflarında bordür kullanılmıştır. Bu görüntü Anadolu
Selçuklu mimarisinin bir yansımasıdır. Bu ve diğer ilk Cumhuriyet mimarisi
örnekleri bulunduğu coğrafyanın özelliklerini göstermesi bakımdan önemli
ayrıntılara sahiptirler.
Dikmen’de
bulunan üçüncü meclis 1961 yılında açılana kadar ikinci meclis kullanılmaya
devam edilmiştir. İkinci mecliste toplantı salonu dışında çok az sayıda oda
bulunmaktadır. Bakanlar için yeterli oda bulunmamakta bu yüzden birden fazla
bakan aynı odayı kullanmaktadır. O yıllarda bakanlar yabancı heyetleri frak
giyerek ağırlarlardı. Ancak yeterli sayıda frak olmadığı için yabancı heyet ile
görüşecek bakanlar nöbetleşe tek bir frak giydikleri söylenir.
Milletvekili
ve bakanlar için ayrı oda ihtiyacı, hızla artan nüfus ve ihtiyaçlar ikinci
meclisin yetersiz kalacağını göstermiştir. Bunun üzerine Mustafa Kemal yeni
meclisin yapımı için bir yarışma düzenlemiştir. Yarışmayı Clemens Holzmeister
adındaki Avusturyalı mimar kazanmıştır. 1938 yılında üçüncü meclisin
projelerini oluşturulmuştur. Bu meclis antik yunan tarzı sütunlara sahip büyük
ve yüksek bir bina olması ile ilk iki meclisten mimari açıdan farklıdır. Ancak
diğer meclis binalarında olduğu gibi şatafattan kaçınılmıştır. Bu dönemin
devlet binalarının ortak özelliği yüksek katlı değil daha yatay mimariye sahip
olmalarıdır.
Jansen Planı
Cumhuriyetin
kurulmasının hemen ardından Ankara için bir şehir planına ihtiyaç duyulmuştur.
1924-1925 yıllarında bu planı yapan Alman Carl Christoph Lörcher’dir. Bu
plandan sonra daha büyük ölçekli bir şehir planına ihtiyaç duyuluyor. 1927
yılında şehir planlaması için bir yarışma düzenleniyor. Bu yarışmayı gene Alman
bir mimar olan Hermann Jansen kazanır. Jansen daha önce Berlin’in şehir planlamacısı
olarak çalıştığı için Ankara’nın planın da Berlin’e benzediği söylenir. Ulus
devlet olarak Prusya modelini benimseyen yeni cumhuriyet, başkenti Ankara için
de kendine örnek olarak Berlin’i seçmiştir. İstanbul için ise Roma’ya benzediği
söylenebilir.
Şehir
içinde ulaşımın sağlanabilmesi için ilk olarak Jansen öncülüğünde EGO
kurulmuştur. EGO Elektrik Gaz Otobüs anlamına gelmektedir.
1928
yılında kabul edilen plan 1932 yılından itibaren uygulanmaya başlanır. Uygulama
aşamasının başlaması ile birlikte yeni yapılacak binaların finansmanını 1926
yılında kurulan Emlak ve Eytam Bankası üstlenmiştir.
Jansen
planında geniş bulvarlar etrafında kamu binaları bulunur. Ankara’nın yeşil bir
kent olmasını sağlamak için batıda Atatürk Orman Çiftliği arazisi için yer bırakılır.
Bu arazi şehrin içinde büyük bir yeşil alan olarak düşünülmüştür. Jansen’in
ikinci önemli aksı olan Atatürk Bulvarı Sıhhiye’de son bulmaktadır. Sıhhiye
adından da anlaşılacağı üzere hastaneler bölgesi olarak düşünülmüştür.
Hacettepe tepede kalan yapısı ile temiz bir havaya sahip olduğu için ilk
hastaneler oraya kurulmuştur. Yol Çankaya Köşküne kadar uzanmaktadır. Dikmen ve
Kavaklıdere ise üzüm bağları ile kaplı yerler olarak koruma altına alınmıştır
Jansen planında.
Jansen
planı hiçbir zaman tam olarak uygulanamamıştır. 1950’ler sonrası hızlı
kentleşme ile plandan tamamen vazgeçilmiş olduğu görülüyor. Ankara’nın Berlin’
benzeyen güzel mimari havası da böylece bozulmuş oluyor.
Ankara Palas
Fotoğraf 9
Ankara Palas Giriş Kapısı
|
İkinci
meclis ile beraber batının ilgisi yeni kurulan cumhuriyetin üzerindedir. Yapılan
inkılâp ve devrimler Mustafa Kemal tarafından tüm dünyaya anlatılmak istenir.
Önemli gazeteci ve muhabirler akın akın Ankara’ya gelir. Ankara, açılmaya
başlayan elçiliklerle dış dünyanın ilgi odağı halindedir. Heyet ve yabancı
misafirleri ağırlayacak kokteyl ve balo gibi organizasyonların
düzenlenebileceği bir mekâna ihtiyacı sonucunda Ankara Palas’ın yapımına karar veriliyor.
Fotoğraf 10 Ankara Palas'ın saçak detayları
|
Birinci
meclis üyeleri İstiklal Harbi sırasında görev alan yerel halktan insanlardır.
Bu insanlar daha çok köy hayatından gelmektedirler. Bu açıdan ilk meclisin
halkı yansıtan bir meclis olduğu söylenebilir İkinci mecliste ise biraz daha
elitleşmiş bir milletvekili yapısı bulunmaktadır. Mustafa Kemal İstanbul’da
kapatılan Meclisi Mebussan üyelerini affederek yeni mecliste yer almalarını
sağlıyor. Bu vekillerin ilk vekillere göre halktan kopuk bir tabakadan geldiği
söylenebilir. Daha şehirli ve eğitimli vekiller, bakanlıklara büyükelçiliklere
atanarak yeni kurulan cumhuriyetin ihtiyaç duyduğu eğitimli yönetici kitlesini
oluşturmuşlardır. Ankara Palas da tam olarak bu kesime hitap eden sosyal bir mekân
olarak ortaya çıkar.
İş Bankası Binası
Fotoğraf 10 Türkiye İş Bankası Ulus Binası
|
Eski Gümrük Müsteşarlığı Binası
Mimar Yahya Ahmet Bey tarafından 1925 yılında yapılan bina 1937 yılına kadar başvekâlet olarak kullanılmıştır. Daha sonra Maliye bakanlığına devredilen bina bir ara Gümrük Müsteşarlığına tahsis edilmiştir. Bu tahsis kaldırılarak şu an Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi olarak kullanılmaktadır. 1. Ulusal mimari akımına uygun şekilde Selçuklu tarzı öne çıkartılmış girişlere sahiptir. Osmanlı tarzı süslemeli saçak çıkmaları bulunmaktadır. Sağdan ve soldan girişlerin olması o zamanlar hala haremlik ve selamlık girişlerin olmasından dolayıdır.İnhisarlar (Tekel) Başmüdürlük Binası
Giulio
Mongeri’nin mimari olduğu bu bina tekel başmüdürlük binası olarak 1928 yılında
Ulus’a yakın bir köşeye inşa edilmiştir. Köşede bulunan girişi üzeri kurşunla
kaplı bir kule görüntüsündedir. Saçak çıkmaları ile Osmanlı mimarisi esintileri
taşımaktadır. Bina bugün Yunus Emre Enstitüsü tarafından kullanılmaktadır. Dış cephesi
gene Ankara taşından yapılmıştır. Pencere boşlukları 1. ve 3. katta, sivri
kemer biçimde yapılmıştır. Ara kat pencereleri üst kat pencere boşluklarının
devamı görünümündedir.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
Mimar
Clemens Holzmeister tarafından 1931-1933 yılları arasında yapılan bina, ilk
olarak Emlak ve Eytam Bankası olarak düşünülmüş ancak Atatürk’ün isteği ile
Merkez Bankası binasına dönüştürülmüştür. Bugün halen merkez bankası tarafından
kullanılmaktadır. Yapı sade bir dış cepheye sahiptir. Renk olarak dönemin
mimarisine uygundur. Yatay geniş bir kütle olan yapının dikdörtgen pencereleri
dikey sütunlar halinde bölünmüş böylece yapının yatay uzunluğuna denge
getirilmiştir. Merdivenli giriş üç açıklıklı ve iki sütundan oluşan bir
girintinin içine alınmıştır. Sütunlar üç kat boyunca uzatılarak yapı ile bir
bordür kiriş ile birleşimi sağlanmıştır. Eski Fotoğraflarında 4 kat olarak
gözüken yapı bugün beş kattır. Yan cephelerdeki iki kat boyunca devam eden
çıkmalar yan cephelere hareket kazandırmıştır. Ön cephe yükseltilerek çatı
gizlenmiştir.
Ulusa
giden meydan üzerinde Clemens Holzmeister’ın 1934- 1935 yılları arasında
yaptığı bina bugün PTT pul müzesi olarak kullanılmaktadır. Daha önce bu yapının
karşısında bulunan merkez bankasının da mimarı olan Holzmeister, burada ön cephedeki
sütun sayısını 7’ye çıkartmıştır. Cephede zemin katta bulunan çıkma ikinci
katta bir balkon oluşturmuştur. Bu alan beyaz mermer ile kaplanarak daha
çarpıcı hale getirilmiştir. Binada gene diğer binalarda olduğu gibi Ankara taşı
kullanılmıştır. Çatı ise gene merkez bankası örneğinde olduğu gibi cepheden yükseltilen
kalkan duvarı arkasına gizlenmiştir.
TCDD Gar Binası
Jansen planının en önemli aksı Tren Garı-Ulus Meydanı aksıdır. Bu aksın son noktası olan Ankara garının inşası 1935 yılında başlar ve gar 1937 yılında açılır. Bayındırlık Bakanlığı mimarlarından olan 25 yaşındaki Şekip Sabri Akalın projeyi üstlenmiştir. Henüz yeni mezun bir mimar olan bu genç, Ankara’ya anıtsal bir mekân bırakmıştır. Giriş 7 açıklıklı 6 sütunun taşıdığı yüksek tavanlı bir yapıdadır. Yanlardaki oval yapılar giriş yüksekliğini aşarak kule görünümünü alır. Sağ ve sol tarafta 3er ve 2 şer kat olarak azalan yapı yüksekliği orta bölmedeki girişin ihtişamlı görünüşüne katkı sağlar. Bina bugün hala TCDD bünyesinde aktif olarak kullanımdadır. İç mekânda yüksek tavan, ferah ve heybetli bir yapı ortaya çıkartır. Bina demiryoluna paralel olarak 150 metre boyunca uzanır.
Yararlanılan Kaynaklar
http://www.yapi.com.tr/haberler/tarihi-binalarin-oykuleri_49028.html
http://kentvedemiryolu.com/bir-garin-tarihinde-yolculuk/
Doğramacı, B. (2010). Bir BAşkentin Oluşumu. Haziran 12, 2018
tarihinde Goethe Institu:
http://www.goethe.de/ins/tr/ank/prj/urs/geb/mon/mon/trindex.htm
Ergir, Y. (2017). Ulus Zafer Anıtı Yapımı. Haziran 12, 2018
tarihinde Yalçın Ergin'in Kişisel Web Sitesi:
http://www.ergir.com/2017/ulus_zafer_aniti_yapimi.htm
İmo. . http://www.imo.org.tr/resimler/ekutuphane/pdf/23.pdf
Türkiye İş Bankası. O günlerden bu günlere. Haziran
13, 2018 tarihinde Türkiye İş Bankası Web Sitesi:
https://www.isbank.com.tr/TR/hakkimizda/bizi-taniyin/tarihimiz/o-gunlerden-bugunlere/Sayfalar/o-gunlerden-bugunlere.aspx
Yazman, D. Geçmişin Mimarisi Ankara 2. Haziran 13,
2018 tarihinde Arkitera:
http://www.arkitera.com/haber/14101/gecmisin-modern-mimarisi--ankara---2
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder