Sosyal
destek kavramına niteliksel açıdan yaklaşanlar
daha çok “sosyal ağ” terimini kullanmışlardır. Bir antropolog olan
Barnes ,ilk kez 1954 yılında;sosyal ağ adını verdiği bir yöntemle Norveç’in
küçük bir kasabasında ,sosyal sınıfa ve statü ilişkisine yönelik çalışmalar
yapmıştır.Daha sonraları da bu yöntem kişilerin ait oldukları birincil
grupların yapısal özelliklerini tanımlamak amacıyla İngiliz sosyal bilimciler
tarafından kullanılmıştır.
Bireyler arasındaki sosyal ilişkilerin ve yakın bağların
kişilerin yaşamında ne kadar önemli olduğunun vurgulanması bir yüzyıl öncesine
dayanmaktadır.
Durkheim’ın 1897’de yaptığı
‘İntihar’ isimli çalışması, o dönemin sosyal bilimcilerinde bireyler arasındaki
yakın sosyal bağların önemi ile ilgili bazı düşüncelerin oluşmasına ve ortaya
konmasına neden olmuştur.
Bireyler arası ilişkilerin destekleyici
yönleri 1950’lerin sosyoloji literatüründe sıklıkla tanımlanmıştır. John Cassel
1974’te insan sağlığının devamı için bireyler arası ilişkilerin önemli olduğunu
ve hastalığın etyolojisinde psiko-sosyal süreçlerin önemli bir rol oynadığını
belirterek; zorlanmalı çevresel koşullarda bireyin yaşamında ortaya çıkabilecek
sosyal ilişki ve bağların kopması ya da zayıflaması durumunda hastalanma
riskinin artabileceği hipotezini ortaya atmıştır. Cassel, böylece
fizyolojik ve psikolojik zorlanmalı yaşam durumlarında destek gruplarının
bireyi tampon bir mekanizma gibi koruyacağını ve sosyal desteğin harekete geçirilmesi ile
sağlığın daha kolay korunacağını da belirtmiştir