Richard R. Gesteland
iş hayatında kültürel farklılık davranışlarını karşılıklı olarak incelemiştir.
Amerikalı bir iş adamı olan Gesteland 30 yıl boyunca 45 farklı kültürü
incelemiş ve bu kültürlerin davranışlarını karşılaştırmalı olarak ele almıştır.
4 boyutta incelenen kültürel davranışları bölge bazlı olarak ele almıştır. Bu 4
boyut anlaşma odaklı - ilişki odaklı, formal – informal, monokronik – polikronik, iletişime açık –
içine kapanık şeklinde sıralanabilir.
Anlaşma Odaklı – İlişki Odaklı
Kültürler
Anlaşma
odaklı kültürlerde yazılı anlaşma ikili ilişkilerden daha önemli bir yer
kaplar. Kuzey Avrupa, Kuzey Amerika, Avustralya ve Yeni Zelanda gibi kültürler
anlaşma odaklı kültürler olarak sıralanmıştır.
İlişki
odaklı kültürlerde ise önemli olan kişiler arası ikili ilişkilerdir. Arkadaşlık, dostluk, aile gibi kavramlar bu
kültürlerde önemli bir yer tutar. Karşısındakinin durmak istediklerini söylemek
gerçeği söylemekten daha önemlidir. Bu kültürler iş yaşamını
kişiselleştirebildikleri için iş anlaşmazlıklarını kişiselleştirebilmektedirler
yada karşı tarafı kırmamak için bazen doğruları söylemekten
çekinebilmektedirler. Ortadoğu, Latin Amerika, Çin ve Japonya gibi bazı Asya
kültürleri bu sınıf içerisinde yer almaktadırlar.
Formal – İnformal Kültürler
Formal
kültürler hiyerarşik bir yapıdadır. Burada kişilerin konum ve güçleri ön
plandadır. Yaş, cinsiyet, eğitim, mevki, aile geçmişi, alıcı yada satıcı
durumunda olmaları insanların statülerini belirlemesi açısından önemlidir.
Japonya ve Çin gibi bazı Asya kültürleri, Orta doğu, Fransa, Almanya, İngiltere
gibi bazı Avrupa Kültürleri bu sınıfa girer.
İnformal
kültürler ise eşitlikçi tutumlara değer verir ve statü arasındaki farklar çok
büyük değildir. İnsanların statü ve mevkileri onlara bir avantaj sağlamaz. Bu
tür kültürlere örnek Kuzey Amerika ve Kuzey Avrupa kültürleridir.
Monokronik – Polikronik Kültürler
Monakronik
kültürlerde dakiklik ve programa uyma çok önemlidir. Görüşmelerin başlama ve
bitiş zamanları kesin olarak bellidir. Herhangi bir gecikme kabalık olarak
algılanır ve kabul edilemez. Örneğin bir toplantı esnasında çalan bir telefonun
cevaplanması hoş karşılanmaz. Her zaman diliminde tek iş yapmak esastır. Alman,
Japon, Amerika ve Norveç gibi ülkeler bu tür ülkelerdir.
Polikronik
kültürlerde dakiklik daha az önemlidir ve zamanlamalar daha esnektir. Bu tür
kültürlerde gecikmeler daha normal karşılanır. Toplantılar zamanında
başlamayabilir ve uzayabilir Toplantı konusu dışına çıkılarak farklı konulara
da geçilebilir. Toplantıların daha esnek olması yenilikçi ve yaratıcı
fikirlerin oluşması açısından olumlu bir yön olarak ele alınabilir. Aynı anda birçok
iş yapmak bu kültürde doğal karşılanır. Bu tür kültürler Fransa, Çin, Akdeniz
ve Orta Doğu’dur.
İletişime Açık – İletişime Kapalı
Kültürler
İletişim
sadece sözcükler ile değil bu sözcükleri söylerken sesimizin tonu ve yüksekliği
ayrıca beden dilimize de bağlıdır. İletişime açık kültürler daha yüksek ses
tonu ve daha çok beden dili ile konuşurlar. Bir ortamda oluşan sessizlikten
rahatsız olarak kolayca konuşma başlatabilirler. Fransa, Amerika, Akdeniz ve
Ortadoğu kültürleri bu tür kültürlerdir.
İletişime
kapalı kültürlerde konuşma tonu daha normal ve alçak seviyededir. İnsanlar
birbirlerinin kişisel alanına daha saygılıdır. Örneğin konuştukları kişinin
dikkatini çakmak için karşısındakine dokunmazlar. Vücut dillerini daha az
kullanırlar ve göz temasından kaçınırlar. Kuzey Avrupa, İngiltere, Çin, Japon
kültürleri bu tip iletişime sahip kültürlerdir.
TÜRK – YABANCI ORTAKLIKLARINDA
ORTAYA OLUŞABİLECEK AVANTAJ VE PROBLEMLER
Gesteland
kültürel boyutları incelendiğinde Türk kültürü İlişki odaklı, Formal hiyerarşik
bir yapıya sahip, polikronik ve iletişime açık bir kültürdür.
Türk – Malezya Ortaklıkları
Güneydoğu Asya
kültürünün özellilerini taşıyan Malezya (Yeşil, 2013, s. 67,68) ilişki odaklı,
formal, polikronik ve iletişime kapalı olarak özetlenebilir (Can, 2011) .
Kurulacak uluslar arası bir ortaklıkta her iki ülke de ilişki odaklı olduğu
için yakın ikili ilişkilerin kurulması kaçınılmazdır. Yüzyüze görüşmeler ile bu
yakınlığın artması sağlanabilirken uzaktan yazışmalar ile anlaşmak ise zor
olabilir. Bu yüzden bu ortaklıkta görüşme ve tarafların birbirlerini
tanımalarına önem verilmelidir. Yazılı ve uzaktan anlaşmak zor olacaktır.
Her
iki kültürün de formal yapısı gereği görüşme yapan kişilerin firmaların
yetkilileri olmasına dikkat edilmeli ve muhataplar arasında hiyerarşik eşitlik
bulunmalı. Bir taraf diğer tarafla görüşürken kendisinden daha üst bir mevkide
kişi ile görüşürse sıkıntı ve çekince duyabilir daha alt mevkide bir kişi ile
görüşürse ise kendisine önem verilmediğini aşağılandığını hissedebilir. Ayrıca
yetkileri olmayan insanlar kararları kendi veremeyecekleri için görüşmeler
sonuçsuz kalabilir. Bu yüzden her iki tarafta yetkili kişilerin yüz yüze
görüşmesi sonuca daha çabuk varılmasını sağlar.
İki
kültürün de polikronik yapısı sebebi ile iş programlarının daha esnek yapılması
ve işlerin zamanında bitirilemeyeceğinin göz önünde bulundurulması
gerekmektedir. Bir mal yada hizmet istendiğinde son teslim günü daha erkene
alınarak oluşabilecek gecikmelerin önüne geçilebilir. Düzenlenen toplantılar da
bu özelliklere göre planlanmalıdır. Toplantı saatleri gecikebilir toplantı
uzayabilir ve toplantı konuları değişebilir. Tüm bunlar göz önüne alındığında
yaşanacak gecikmeler bu tür bir ortaklık için dezavantaj oluşturmaktadır.
Güney
Doğu Asya kültürüne sahip Malezya iletişimde her zaman güler yüzlü duygularını
çok belli etmeyen ve seslerini yükseltmeyen bir toplumdur. Bu Türk kültürünün
alışık olmadığı bir iletişim şeklidir. Sürekli güler yüz göstermeleri her şeyi
kabul ettikleri gibi bir yanılgıya sebep olabilir. Türk kültürünün yüksek sesli
ve duyguları açığa vuran beden dili ise karşı tarafa tehdit edici ve kaba
gelebilir. Bu iletişim farklılıkları anlaşmayı oldukça zorlaştıracak bir
dezavantaj olarak ele alınabilir.
Bu
iki ortaklık benzer kültürel özellikler olmasına rağmen iletişim bir dezavantaj
olmaktadır. Her iki kültüründe ilişki odaklı olması iletişimi bir kat daha
önemli hale getirmektedir. İletişimde tarafların birbirlerini yanlış anlamaları
olasıdır.
Türk – Japon Ortaklıkları
Japon
kültürü ilişki odaklı, formal, monokronik ve iletişimde içe kapanıktır. Her iki
kültüründe ilişki odaklı olması ikili ilişkilerin önemini ortaya koyar. Bu
konuda yazılı anlaşmadan çok her iki tarafta insan ilişkilerine önem
verecektir.
Her iki kültürün
formal yapısı gereği ast – üst ilişkileri daha keskindir. Bu yüzden
çalışanların görev yetki ve sorumluluklarına uygun mevkiler doğru biçimde
verilmezse işler aksayacaktır. Örneğin bir mühendisin üstüne sadece idari
işlerden görevli, teknik altyapısı olmayan bir amir atanması sıkıntı
yaratabilir. Statünün önemi gereği ilişkiler ast – üst ilişkisinin gerektirdiği
saygı çerçevesinde olması gerekir. Bunun dezavantajı bir formen proje müdürüne
gördüğü bir yanlışı anlatamaz ya da anlatırken proje müdürü bunu kendisine
yapılmış bir saygısızlık olarak ele alır. Saygı formel ilişkilerde çok önemli
bir yer kaplar ve sorunlar çok çabuk kişiselleştirilebilir.
Japon
kültürü monokroniktir. Ancak gene de zaman ve programa daha az önem verirken
kişiler ve olayın süreci daha önemlidir (Hall, 1983) .
Zaman ve programa daha az önem verirken kişiler ve olayın süreci daha
önemlidir. Görüşmeler çok uzayabilir ve görüşmede önemli olan bir fikrin
söylenmesi değil her iki tarafın da birbirlerini doğru şekilde
anlayabilmesidir. Bu iki tarafın anlaşabilmesi açısından bir avantaj olarak ele
alınabilecekken zaman yönetimi açısından bir dezavantaj olabilmektedir.
Japonlar
genelde güler yüzlü saygılı bir iletişim içindedirler. Bu yüzden katılmadıkları
fikirleri ifade etmekte zorlanırlar. Karşı fikir sunmak ya da olumsuz cümleler
kurmak Japonlar için zordur. Güler yüzle dinlemeleri yanlış anlaşılmalara yol
açabilir. Yüz yüze iletişim açısından bu bir dezavantaj doğurur. Ayrıca Türk
kültürünün iletişime açık yapısı Japon kültürüne pek uygun değildir. İletişim
bu iki ortaklıkta karşılaşabilinecek en önemli sorundur çünkü diğer kültürel
boyutlar bağlamında birbirlerine yakın kültürler olduğu görülmektedir.
Türk – Yunan Ortaklıkları
Yunan ve Türk kültürleri Gesteland
kültürel boyutlarına göre 4 boyutta da birbirine benzerdir. Genel olarak Akdeniz kültürünün özelliklerini
taşırlar (Başol, 2014, s. 45) . İlişki odaklı
yapıları gereği aile ve arkadaşlık çok önemlidir. İş hayatında da iş yaptıkları
kişiye sadece bir iş olarak değil bir arkadaş olarak da yaklaşırlar. Bu yüzden
arkadaşlık kurmak önemlidir. Böyle bir ortaklıkta benzer kültürlerden olmak
ilişki odaklılık açısından bir avantaj oluşturabilecekken arkadaşlık
kurulamaması durumunda bir dezavantaja dönüşür. İki toplumun tarihsel yakınlığı
ve düşmanlığı karşılıklı tarafların görüşlerini etkileyebilir. Bu yüzden ilişki
odaklılık boyutu böyle bir ortaklıkta ilişkilerin kurulup kurulamamasına bağlı
olarak avantaj ya da dezavantaj olarak gerçekleşebilir.
İki
kültür de formal yapıya sahip hiyerarşik kültürlerdir. Makama verilen bu önem
her iki kültürde de aynı olması bir avantajdır.
Akdeniz
kültürünün en genel özelliği olan polikronik yapı iki tarafın birbiri ile
anlaşmasını kolaylaştıracak bir avantaj iken her iki tarafında zaman yönetimi
konusunda kültürlerinden gelen bir zaafı olması sebebiyle bu iş için bir
dezavantaja da dönüşebilir.
Sözcüklerle
olduğu kadar vücut dili ile de anlaşan bu iki kültürden oluşan ortaklıkta bu
benzerlik bir avantaj olacaktır.
Türk – Rus Ortaklıkları
Rus
kültürü yazılı ve imzalı metne önem verse de insan ilişkileri ile işlerin
yürütülmesinden dolayı ilişki odaklı, formal, Monokronik (Tunç & Özen Kutanis, 2016, s. 223) , iletişime açık bir
yapıdadır. İlişki odaklı yapıları ile anlaşma metinlerinden ikili ilişkilerin
geliştirilmesi önemlidir. İki ülkenin bu konudaki benzer yaklaşımı bir
avantajdır. Her iki kültürde de formal bir yapı vardır. Hiyerarşik yapıda olan
bu iki kültürün kolay anlaşabileceği düşünüldüğünde bu bir avantaj sağlar.
Rusya’da dakiklik önemli ve geç kalmak hakaret olarak algılanabilir bu bağlamda
Türk kültürünün polikronik yapısı sebebi ile zaman konusunda yaşanacak
sıkıntılar bu tür bir ortaklıkta dezavantaj oluşturur. Ancak bazı kaynaklar Rus
kültürünü polikronik yapıda ele aldığı düşünülürse bu dezavantaj çok fazla önem
arz etmeyebilir.
Her
iki kültür iletişime açık yapıya girse de Rus kültürü Türk kültürüne göre daha
iletişime kapalı bir kültürdür. Ancak bu kültürel boyutta Rus kültürünün Türk
kültüründeki iletişime açıklığı olumlu yönde algılamasından ve Türk kültüründe
Rus kültürünün daha soğuk olarak bilinmesinden dolayı her hangi bir
dezavantajla karşılaşılmayacaktır.
Türk – İspanyol Ortaklıkları
İspanya
her ne kadar anlaşma odaklı olsa da ilişkilerde belli bir önemi vardır. İki
Akdeniz kültürü bu açıdan benzerdir ancak anlaşma odaklılık İspanyol kültüründe
daha ağır basmaktadır. Bu açıdan anlaşmada bulunmayan ya da anlaşmaya aykırı
durumlarda oluşabilecek fikir ayrılıkları sorun teşkil edebilir.
Her
iki kültürün formal yapıda olması bir avantajdır. İspanya’nın monokronik olarak
sınıflandırılan yapısı polikronik Türk kültürü ile uyuşmasa da İspanyol kültürü
için dakiklik çok üst düzeyde bir gereksinim değildir. Bu bağlamda bu farlılık
bir sorun teşkil etmez. Her iki kültürün iletişime açık olması anlaşma
açısından bir avantajdır.
Türk – Alman Ortaklıkları
Türk – Alman
Kültürleri çok farklı olmasına rağmen tarihsel süreçte çok fazla ortaklık yapılmıştır.
Anlaşma odaklı Alman kültürü için kurallar neredeyse bir kutsallık içerir gibi
bir algı mevcuttur. Buna rağmen Volkswagen skandalı gibi olaylar bu kültürel
ayrımların çok da geçerli olmadığını ortaya koymuştur. Genel olarak ilişki
odaklı Türk kültürü anlaşma odaklı Alman kültürü ile ortaklık yapması zor
görünmektedir. İşin başında plan yapan ve yol haritasını çizen Alman kültürü “Kervan
yolda dizilir” diyen Türk kültürü ile çatışması muhtemeldir.
Her
iki kültürün formal boyutu birbirine benzer olmakla beraber Alman kültürünün
daha eşitlikçi yapıda olması bir fark yaratmaktadır. Bu durum dezavantaj
taratabilir. Alman kültürü monokroniktir. Hatta monokronğin tanımı tam olarak
Alman kültürüdür. Türk – Alman ortaklığında sorun yaratacak en önemli kültürel
boyut budur. Zaman konusunda kesin sınırları olan Alman kültürü il zaman
konusunda çok esnek olan Türk kültürü arasında sorun çıkmaması imkansıza
yakındır. Bu durum planlama, toplantı, görüşme sürelerinde büyük sıkıntı
yaratacaktır. İletişime açık Türk kültürü ile soğuk Alman kültürünün bir başka
anlaşamama noktası iletişim olacaktır. Bu da anlaşmada ve iletişimde büyük bir
dezavantaj oluşturacak taraflar birbirlerini anlarken zorlanacaktırlar.
Kaynakça
Başol, R. Ö. (2014). Akdeniz Çalışma Kültürü. Kırklareli
Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi , 38-49.
Can, F. (2011, Mart
26). Kültür&sanat. Aralık 29, 2017 tarihinde Doğru Haber:
https://dogruhaber.com.tr/haber/851-guler-yuzlu-muslumanlarin-ulkesi-malezya/
adresinden alındı
Hall, E. T. (1983). Farklı
Kültürlerde İletişim. Aralık 29, 2017 tarihinde Uluslararası İş kültürü: http://iskulturu.com/is-kulturu/edward-t-hall/
adresinden alındı
Tunç, T., & Özen
Kutanis, R. (2016). RUS ÖRGÜT KÜLTÜRÜ: KÜLTÜR, YÖNETİM, LİDERLİK VE İNSAN
KAYNAKLARI YÖNETİMİNDE DEĞİŞİM BAĞLAMINDA BİR DEĞERLENDİRME. Akademik
Sosyal Araştırmalar Dergisi , 215-237.
Yeşil, S. (2013).
KÜLTÜR VE KÜLTÜREL FARKLILIKLAR: LĐDERLĐK AÇISINDAN TEORİK BİR DEĞERLENDİRME.
Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi ,
52-81.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder