27 Şubat 2025 Perşembe

Doğru Yol - Rusya'daki Türkler Ne Yapmalı? (Ziya GÖKALP)

 Ziya GÖKALP

            Ziya Gökalp 23 Mart 1876 yılında Diyarbakır’da doğdu. Yüksek öğretimi için İstanbul’a gitti. İstanbul’da Baytar Mektebi’nde okurken II. Abdülhamid yönetimine karşı faaliyet yürütme suçlaması ile tutuklandı. Daha sonra okula kabul edilmeyerek Diyarbakır’a sürüldü.                   

            Diyarbakır’a geldiğinde ticaret odasında çalışmaya başladı ve Vilayet Gazetesi’nin başyazarlığını yaptı. 1905 yılında aşiret reisi İbrahim Paşa’ya karşı halkı ayaklandırdı.

            18 Eylül 1909’da toplanan İttihat ve Terakki kongresine Diyarbakır delegesi olarak katıldı. Selanik’e gittikten sonra Ömer Seyfettin ve Ali Canip Yöntem ile Genç Kalemler dergisinde yazdı.

            1912 yılında Ergani mebusu seçildi. İstanbul’da çeşitli dergi ve gazetelerde yazdı. İstanbul işgal edildiğinde İngilizler tarafından tutuklandı. Divan-ı Harb-i Örfi’de sorgulandı.

            1919 yılında sürgüne gönderildi. 1921 yılında Ankara hükümetinin çabaları sonucunda sürgünden kurtuldu. 1923 yılında Diyarbakır milletvekili seçildi. Bir yıl sonra 25 Ekim 1924 yılında İstanbul’da öldü. Arkasında milliyetçilik, din, kültür gibi birçok konuda yazı bıraktı. Şiir ve düz yazı alanında birçok eser verdi.



Kitap Hakkında

            Kitap üç ayrı makaleden oluşmaktadır. Bunlar “Rusya’daki Türkler ne yapmalı?” ,”Doğru Yol – Hâkimiyet-i Milliye ve Umdeleri Tasnif, Tahlil ve Tefsiri”, “Yeni Türkiye’nin Hedefleri”dir.

            Çarlık Rusya’sı içinde Türk milletlerinden oluşan topraklara sahipti. Bolşevik ihtilal ile bu Türk milletlerinin bağımsızlıklarını kazanma ihtimali doğmuş ve yazar Yeni Mecmua adlı gazetede yayınlanan makale ile bağımsızlıklarını kazanmak isteyen Rusya’daki Türklere bir yol gösterici olmuştur.

            “Yeni Türkiye’nin Hedefleri” kurulan Türk devletine bir yol gösterici olmak maksadı ile Yeni Türkiye gazetesinde 1-6 Temmuz arası 6 adet ve 9 Temmuz 1923’de yedincisi yayınlanan birbirine bağlı makalelerin bir bütünüdür.

            “Doğru Yol” üst başlığı ile yayınlanan makale ise Halk Fırkası’nın kuruluş ilkelerini açıkladığı bir makaledir.

            Ziya GÖKALP’in Türkçülüğünü ve milliyetçiliğe bakış açısını gözler önüne seren bu kitap ayrıca düşünce adamı olarak felsefe ve bilimden yararlanan dönemin en ileri düşünürünün eseridir. Bu açıdan bakıldığında çok doğru tespitler içeren bir eserdir.

RUSYA’DAKİ TÜRKLER NE YAPMALI?

            Türklerin vatanı Turan, tarihte üçü Türk üçü ise yabancı olmak üzere altı farklı hâkimiyet devresi geçirmiştir.

            İlki m.ö. 209 ile m.s. 93 senesi arasındaki Türk hâkimiyet devridir. İkinci devir Tatar devri, üçüncü devir ikinci Türk devri olup, dördüncüsü Moğol devri, beşincisi üçüncü Türk devri ve altıncı ise Rus devridir. Bundan sonra gelecek devri ise dördüncü Türk devri olacaktır.

            Birçok millet ufak parçalara ayrılıp mahallî beylere tabi olduğundan bağımsızlıklarını kazanamamaktadır. Bu yüzden Rusya’da bulunan Türkler tek ve büyük bir Türk devleti oluşturma gayreti içerisinde olmalıdır. Tarih boyunca bu tür birleşmeler her ne kadar savaş ve zor yoluyla olmuşsa da bu devirde bu yönteme gerek kalmamıştır.

            Türklerin en eski geleneklerinden biri de itaattir. Bu bazı kesimlerce yanlış olarak itaatin esaret getireceği şeklinde yorumlanmaktadır. Hâlbuki bu kavram bağımsızlığın anahtarı da olabilir. İtaat etmesini bilmeyen bir ordunun başarılı olmasına imkân yoktur. Bu yüzden yöneticiye itaat her zaman gereklidir.

            Devlet yöneticilerinin, ister mutlakıyette ister meşrutiyette isterse de cumhuriyette olsun halk tarafından saygı görmesi gerekir. Bunlara saygı göstermeyenler uyarılmalı ve hatta cezalandırmalıdır. Yöneticinin de tüm halkı ayırmadan kucaklaması gerekmektedir. Sadece tacirlerin korunup çiftçinin işçinin hakkının korunmadığı sistem ne kadar yanlış ise halkı sadece işçiden ibaret sanıp diğer suçsuz sınıfların mensuplarını cezalandırmak da o kadar yanlıştır. Sovyetlerin hatası bu olmuştur. Ayrıca sosyalizm mülkiyet üzerine tamamen devlet egemenliği kurup bireyselliği dışlarken Rusya’daki Türkler bundan uzak durmalı, solidarist bir sistem kurmalıdırlar. Bunun için ilk önce yerel yönetimler oluşturmalı sonra bir kongre ile bu yönetimler ortak bir lider ortaya çıkarmalıdır. Sadece Türklük ve Müslümanlık çevresinde toplanılmalı bunun dışında aşiret, kabile gibi ayrımcılığa asla izin verilmemelidir.

            Bu merkezi hükümet oluşturulduktan sonra hızla ordu kurulmalıdır. Bu ordunun ve hükümetin başına geçecek kahraman hem şeyhlerin hem âlimlerin takdirine şayan olmalıdır. Ancak böyle bir kahraman ile kurtuluş mümkündür. Bu kişi tüm yetkiler ile donatılmalı ve istediğinde mahalli liderleri görevlerinden alabilmeli mahalli liderler kendilerine bağlı olanları görevden alabilmelidir. Bu ordu hiyerarşisini andıran sistem bazılarınca özgürlük ve bağımsızlık gibi açılardan eleştirilecek olsa da bugün batıdaki devletlerde işleyiş aynı şekildedir. Rusya’daki Türklerin tek kurtuluşu bu yoldur.

DOĞRU YOL

Halk Fırkası’nın Umdelerinin Tahlil ve Tasnifiyle Siyasi Umdelerinin Tefsiri

    Müdafaa-i Hukuk Fırkası’nın Halk Fırkası adını aldığı yeni programında dokuz ilke yer almıştır. Bu dokuz ilke incelendiğinde esasen otuz sekiz ilkeyi içerdiği anlaşılmaktadır. Yayınlanan bu programdaki ilkeleri on iki kısma ayırırsak bunlar şöyle sıralanabilir; siyasi ilkeler, idari ilkeler, dini ilkeler, hukuki ilkeler, adli ilkeler, iktisadi ilkeler, mali ilkeler, bayındırlık ile ilgili ilkeler, eğitim ile ilgili ilkeler, sosyal yardım ile ilgili ilkeler, sosyal politikaya dair ilkeler, askeri ilkeler.

Siyasi İlkeler

            Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Milletin tek ve gerçek temsilcisi Türkiye Büyük Millet Meclisi’dir. Osmanlı devletinde Türk denemez hale gelmiş; Türk Edebiyatı yerine Osmanlı edebiyatı, Türk milleti yerine Osmanlı milleti denmekteydi. Artık milletimize ve devletimize Türk ismini vermemiz milli hâkimiyetimizin en büyük göstergesidir.

            Bir kanun yaparken asıl dayanak bir milletin akıl ve mantığı olmalıdır. Ancak bundan önceki devirlerde bu böyle değildi. Çünkü kapitülasyonlar adı altında bir takım ayrıcalıklara sahip yabancılar, bir takım ayrıcalıklara sahip gayrimüslimler, saltanatı kendi için kullanan saray ve dini siyasete alet eden gericiler olarak gruplandırabileceğimiz dört çıkar odağı ülkenin yararına kanun yapılmasına engel oluyorlardı.

            Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir ilkesi işte bu çıkar odaklarına karşı Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin bağımsızlığına vurgu yapmaktadır.

            Osmanlı Türk milletini bir nevi serf yaparak sadece toprağa bağlı kalmasına yol açmış Türk milletinin tek görevi dirlik sahiplerini ve sarayı doyurmak olmuştur. Tanzimat ile birlikte tüm ordunun yükü Türk gençlerine kalmış ve her cephede savaşa koşarken saray zenginlik içinde halka ağır vergiler uygulamıştır.

            Kuvvetler birliğinin mecliste toplanması zaten tüm milletin hâkimiyetini temsil eden Türkiye Büyük Millet Meclisi olduğu için bir sorun teşkil etmeyecektir.

            Dış siyasette Misakı Milli geçerlidir. Yabancı sermayeler ekonomik hayatta ülkede yer edinebilir ancak bunlar siyasi bir takım isteklere dönüşemez.

Dini İlkeler

            Yeryüzünde bir hilafet makamı bulunmaz ise Müslümanlar imamesiz tespih gibi dağılacaklardır. Fakat bu yüksek makama kim layıktı? Gayrimüslimler layık olamayacağına göre bağımsız ve güçlü bir ordusu olan mücahit bir İslam ülkesi buna adaydır. Bu şartları sağlayan tek ülke Türkiye’dir. Buna dayanarak Türkiye Büyük Millet Meclisi bu göreve layıktır.

İdari İlkeler

            Nahiye kanunu getirilecek. Vilayetler için şuralar kurulacak. Vilayetlerin güvenliği sağlanacak.

Adli İlkeler

Mahkemelerimiz hızla kurularak adaleti sağlayacaklardır.

Hukuki İlkeler

            Gerekli olan yasalar bilimsel kıstaslar gözeterek oluşturulacaktırlar.

Mali İlkeler

            Aşar vergisine düzenlemeler getirilecek her türlü karar çiftçinin yararı gözetilerek alınacaktır.

İktisadi İlkeler

            Çiftçi, sanayici ve ticaret erbabının para ihtiyacı karşılanacaktır. Ziraat bankası ile çiftçilere yardım sağlanacaktır. Çiftçilerin makineli tarıma geçmesi sağlanacaktır.

Bayındırlık ile İlgili İlkeler

            Memleketin ihtiyacı olan demiryolları inşa edilecektir.

Eğitim ile İlgili İlkeler

            Öğretmenlerimizi refahı sağlanacaktır.

Sosyal Yardım ile İlgili İlkeler

            Halk sağlığı ve sosyal yardım kurumları kurulacaktır.

Sosyal Politika ile İlgili İlkeler

            Meslek erbabını koruyucu kanunlar çıkarılacaktır.

Askeri İlkeler

            Okuma yazma bilenlerin veya orduda okuma yazma öğrenenlerin askerlik süreleri kısalacaktır. Ordu mensuplarına refah sağlanmalıdır. Memleketin savunulması ve milletin istikbali için ordunun ihtiyaçlarının karşılanması bir zorunluluktur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder