Bu yazı 2006 yılında yayınlanan yönetmen Ken Loach'unThe Wind
That Shakes The Barley - Özgürlük
Rüzgarı filminin incelemesidir. Film İrlanda’nın bağımsızlık
savaşı sırasında mücadele eden iki kardeşin hikayesini anlatıyor. Eğer filmi
izlemediyseniz film hakkında oldukça fazla "heves kaçırıcı bilgi
- spoiler"
içerdiği için önce filmi izlemek isteyebilirsiniz. Bu inceleme hem
üç perdeli sekiz sekans yaklaşımına göre hem de Christopher Vogler'ın on iki aşamalı Kahramanın
Yolculuğu - The Hero's Journey yaklaşımına göre
incelenmiştir. Senaryosu Paul Laverty'e ait olan bu film 2006 yılında Cannes'da
Altın Palmiye'nin sahibi olmuştur. Yönetmen Ken Loch 2016 senesinde I, Daniel
Black filmi ile on yıl aradan sonra ikinci kez Altın
Palmiye'yi kazanmıştır.
Hikaye 1920 yılında İrlanda geçiyor. Film Hurling oynayan insanlar ile başlıyor.
Damien adındaki ana karakter doktordur ve Londra'ya çalışmaya gitmek üzeredir.
Buraya kadar kahramanın gündelik hayatını görüyoruz (Gündelik Dünya-Ordinary World). Oyun dönüşünde İngiliz
askerleri köye gelerek İrlandalıları sıraya dizer ve sorgular. Bilgilerini
vermeyi ret eden ve adını söylemeyen Mikail adlı İrlandalı İngiliz askerleri
tarafından öldürülür. Burada Damien ilk ikilemini yaşar. Londra'ya gidip
doktorluk yapmak isteyen kahramanımızı arkadaşları İngilizlere karşı savaşmaya
davet ederler. Bu aşama "Maceraya Çağrı" bölümüdür (Call the
Adventure). Ancak kahramanımız her şeye rağmen İngiltere'ye gitmeye karalıdır ve
Londra'ya gitmek için tren garına gider (Çağrının Reddi-Refuse of the Call).
Damien Londra'ya gitmek için tren beklerken İngiliz askerlerini görür. Makinist
askerleri trene almaz. Askerler makinist ve hareket memurunu yaralar. Bunu
gören Damien makinistin İngiliz askerlerine karşı duruşundan etkilenir ve
Londra'ya gitmez. Burada makinist daha sonra da karşımıza çıkacak bir
karakterdir. Böylece ilk sekansın sonuna gelinir.
İkinci sekansın başında Damien ve arkadaşları milis
güçlerine katılarak askeri eğitim almaya başlar. İlk olarak karakolu basarlar.
Silahları alıp askerleri uyarır ve çıkarlar. Daha sonra bilardo oynadıkları
salona İngiliz askerleri gelir ve arama yapıp içeri geçerler. Damien ve
arkadaşlarına gizlice getirilen silahlar ile bu İngiliz askerleri öldürülür. Damien'ın
ilk kanı dökmesi ile ilk perde biter. Karakter kasabanın doktor çıkmış zeki
çocuğu iken yapılan zulüm karşısında davasına sadık bir gerillaya dönüşmüştür.
İkinci sekans burada sona erer.
Yaptıkları eylemler sonucu aranan grubun yerini ihbar
üzerine öğrenen İngilizler herkesi yakalar. Başları olan Teddy'i
aramaktadırlar. Damien kendisinin Teddy olduğunu söyleyerek ortaya atılır.
Ancak abisi olan gerçek Teddy buna izin vermez ve gerçek Teddy'nin kendisi
olduğunu söyler. İşkence görmesine rağmen konuşmaz. Makinist Dan'ın konuşmaları
Demain'ı etkiler. Senoryonun "Akıl Hocası - Meeting the Mentor"
bölümü burasıdır. İrlandalı bir İngiliz askerinin yardımı ile hapisten
kaçarlar. Ancak 3 arkadaşları ayrı hücrede olduğundan onları yanlarına almayı
başaramazlar. Üçüncü sekans burada sona erer.
4. sekans kendilerini ihbar eden çiftçiye baskın
yapıp kaçırmalarıyla başlar. Burada karakter asıl içsel çatışmasını
yaşar. "5 yıl anatomi okudum ve adamı kafasından vuracağım" der (Eşiği Geçme-Crossing the Thereshold). Bir
çatışmada kendi arkadaşlarını ihbar yüzünden idam ederken yaşar ancak emri
yerine getirir. Kahramanın yolculuğunda "Sınavlar Dostlar Düşmanlar -
Tests Allies Enemies" bölümü. 3 perde yaklaşımında senaryonun ilk doruk
noktasıdır.
5. sekans İrlanda'nın kendi kurduğu mahkeme sahnesi ile
başlar. Tefeci cezalandırılır ancak Teddy mahkemeye karşı gelerek tefeciye
silah almak için ihtiyacı olduğunu söyler. Kardeşler arasında (ve tabi örgüt
içinde de) ilk ayrılık burada başlar. Teddy daha pragmatik yaklaşırken Demain
daha ilkecidir. Demain abisine karşı makinist Dan'ı tutar. (Mağraya Doğru
- Approach to the Inmost Cave)
Örgüt bir ingiliz askeri konvoyuna pusu kurar en önde Teddy yer alır. Başarılı bir pusu olur ve tüm İngilizler ölür. Dönüşte kurşunu biten grup İngilizlerin evi yakarak kadınlara işkence yaptığını görür. Demain daha duygusal davranıp onları kurtarmak isterken Teddy daha soğukkanlı bir yaklaşımla bunun sadece kendisini öldürtmeye yarayacağını söyler. Burada iki kardeş arasındaki fark belirginleşir (Ateşten Gömlek - Ordeal). İkinci doruk noktası 6. sekansın sonunda sinemada barış anlaşmasını ve anlaşma şartlarını görürler (Kılıç kuşanmak - Reward) ve bir kısım tepki gösterir.
7. sekans başında İngilizler anlaşma sonrası İrlanda'dan
çekilirler (Geri dönüş yolu - The Road the Back). Ancak anlaşmadan memnun
olmayan bir bölüm milis direnişe devam kararı alır. Demain'de bunlar
arasındadır. Özgür ülke ordusu ile milisler arasında çatışmalar yaşanır ve
özgür ülke ordusundan askerler vurulur. Bunun üzerine hükumet tarafında olan
Teddy milislere karşı sert önlemler alacağını söyler. Kilise sahnesi ile
ağabey kardeş bir daha çatışma yaşar (Diriliş - Resurrection). Sonrasında ilk
sekanstaki sahne tekrarlanır ancak İngilizlerin yerini İrlanda askerleri
almıştır.
Son sekansa gelindiğinde Damein karakola silah
çalmaya girer. Bu sefer İngilizlerden değil beraber çarpıştığı abisinin de
bulunduğu özgür ülke ordusunda çalar. Kaçarlarken Dan vurulur Damein onu
kurtarmak için durur ve askerlerin Dan'ı infaz ettiğini görür kendisi de
yakalanır. Abisi filmin başında Damein'ın kendisini kurtarmak için aynı hücrede
öne atıldığını hatırlatır ve teşekkür eder. Damein'den arkadaşlarını
ispiyonlamasını ister ancak Damein bunu red eder (Ödülü Getirme - Return with
Elixir). Abisi kardeşini idam eder ve haberi karısına götürür . Aynı
Damein'ın infaz ettiği arkadaşının annesine haberi götürdüğü gibi. SON.
Bu incelemede bazı yanlışlar olabileceğini kabul
ediyorum. Ancak bir filmi iki farklı dramatik yapı modeli ile incelenmesi
hakkında fikir verecektir.
Bu bir inceleme değil geniş bir film özeti olmuş
YanıtlaSil